Tövbe ve İstiğfar
(Kalbin Rabbine Dönüşü)
“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.” (Zümer, 39/53)
Dönüş Kapısı Hep Açık
İnsan hata yapmaya meyilli bir varlıktır. Unutur, şaşar, bazen nefsine yenik düşer. Ancak her düşüş bir kalkışın, her yanlış bir dönüşün başlangıcıdır. Cenâb-ı Allah (c.c) sonsuz merhameti ile şöyle seslenir:
“Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar.”
İşte bu ayet insanın yeniden doğuş kapısını aralar. O kapının adı tövbe, anahtarı ise istiğfardır.
Tövbe: Kalbin Yönünü Değiştirmesi
Tövbe yalnızca dille söylenen bir kelime değildir. Tövbe, kalp kararlılığında dile gelen bir yöneliştir. Kul yaptığı hatanın farkına varır ve bir daha yapmamaya söz verir.
“Evet ben buradayım, senin kulunum.” der.
Gerçek tövbe, sadece “pişman oldum” demekle sınırlı değildir. Tövbe; pişmanlık, terk ediş ve bir daha aynı hataya düşmeme azmini barındırmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Günahından tövbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir.”
Rabbimizin kullunun dönüşüne sevinmesini Peygamberimiz (s.a.v.) bir örnekle şöyle anlatır:
“Biriniz ıssız bir çölde bineğini kaybedip, sonra onu bulduğunda duyduğu sevinçten daha çok sevinir Allah, tövbe eden kuluna.”
İstiğfar: Dilin Tövbesi, Kalbin Arınması
İstiğfar, tövbenin nefesidir. Kalp tövbe eder, dil istiğfarla tövbesini dile getirir.
“Estağfirullah” bu kelime; pişmanlığın, özlemin, umudun ve teslimiyetin sesidir.
İşlenen her günah kalpte bir leke oluşturur. Her “Estağfirullah” ise bu lekenin silinişidir.
İbadetlerimizden sonra bile istiğfar edilmelidir. Örneğin namazdan sonra edilen istiğfar, eksikliklerimizi tamamlar. Çünkü bazen namazda bile gönlümüzdeki düşüncelere vakit ayırabiliriz.
Allah’ın huzurunda düşünmemiz gereken bir şeyi düşünmüş olabiliriz. Bunun için istiğfar, insanın kalbini temizleyen ibadetlerdendir.
Peygamber Efendimiz bile günde en az 70 kere tövbe ettiğini bildirmiştir. Günahsız bir peygamber istiğfarda bu kadar ısrarcıysa, bizlerin ne kadar muhtaç olduğumuzu düşünmeliyiz.
İstiğfar; kalbi yumuşatır, ruhu tazeler ve gönlü nurlandırır.
Tövbenin Güzelliği: Dönüşün Umudu
Rabbimiz sadece tövbe eden kullarını affetmez, onların geçmiş günahlarını sevaba bile çevirebilir.
“Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel işleyenler müstesna; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.” (Furkan, 25/70)
Bu rahmetin zirvesidir. İnsan düşer, tövbe eder, yeniden doğar.
Tövbe ile Yeniden Başlamak
Her insanın içinde yeniden başlama arzusu vardır. Geçmişin yüklerinden, kalbin ağırlığından kurtulmak ister. İşte tövbe, bu arzunun Allah katındaki karşılığıdır.
Rabbimiz kullarına “gel” demekten hiç vazgeçmez. Kullar uzaklaşsa da O kapısını kapatmaz. Ne kadar kirlenmiş olursa olsun, yeter ki bir adım atsın; kapı hep açıktır.
Hz. Mevlana’nın dediği gibi:
“Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel! Bu kapı ümitsizlik kapısı değildir.”
Son Söz
Tövbe ve istiğfar, insanın Allah’a en yakın olduğu anlardır. Çünkü o anlarda kul, kibirden sıyrılmış, acziyetini kabul etmiş, rahmet kapısına sığınmıştır.
Tövbe, bir kulun Allah’a “Ben sensiz yapamıyorum.” deyişidir.
İstiğfar ise o deyişin yönelişidir: “Affet beni, çünkü ben senin kulunum.”
Rabbimize dönmek için hiçbir zaman geç değildir. Her nefes yeni bir başlangıcın habercisidir. Dille “Estağfirullah” derken, kalbin “Affet beni Ya Rabbi.” diyorsa, işte o an rahmet kapısı tam karşımızdadır.
Ve o kapı…
Hiçbir zaman kapanmaz.
Zeynep Aslan Sucu
                    Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberleri, önemli gündem yazıları, siyaset, Kültür sanat'tan Dünya haberlerine bütün konuların tek adresi www.gazetesivilinisiyatif.com'da.
© Copyright Uluslararası Sivil İnsiyatif Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır. |